Acemi Mutfakta

Acemi Mutfakta

30 Ekim 2013 Çarşamba

Domates Soslu Patlıcan Tava

Sevgili Dostlar,

Patlıcan ile yapılan sebze yemeklerine bu tarif ile devam ediyoruz. Yapımı biraz uzun sürüyor gibi görünse de kendi kendine pişen bir yemek, o nedenle süreyi görünce gözünüz korkmasın :)

(kaynak: www.womenist.net)

Malzemeler;
Patlıcan - 500 gr
Tuz - 1,5 tatlı kaşığı
Zeytinyağı - 2 yemek kaşığı
Soğan - 1 adet orta boy
Domates - 750 gr
Salça - 1 tatlı kaşığı
Defne yaprağı - 1 adet
Karabiber
Dolmalık fıstık - 1,5 çorba kaşığı
Maydanoz - 1 çorba kaşığı

Yapılışı;
Öncelikle malzemelerimizi hazırlayalım. Yıkadığımız patlıcanları dilimledikten sonra süzgeçli bir kaseye koyuyoruz, üzerlerine tuz serpiyoruz ve 30 dk acı suyunun çıkmasını bekliyoruz. Domateslerin kabuklarını soyuyor ve çekirdeklerini temizlemek suretiyle iri doğruyoruz. Zeytinyağını tavada kızdırıyoruz. Domates, salça, defne yaprağı, tuz, karabiberi ekliyoruz. Ateşin altını kısıyor ve tavanın kapağını kapatarak 10 dk pişiriyoruz. Patlıcanları sudan geçirip kağıt havluyla fazla suyunu alıyoruz. Tavaya ekliyoruz. Sos ile patlıcanları karıştırıp tavanın kapağını kapatarak kısık ateşte 45 dk pişiriyoruz. Defne yaprağını tavadan çıkartıp yemeğimizin soğumasını bekliyoruz. Bu esnada yağsız tavada dolmalık fıstıklarımızı kavuruyoruz ve soğumuş olan yemeğimiz ile buluşturuyoruz. Dilerseniz yemeği servis ederken üzerine maydanoz serpebilirsiniz.

Afiyetle kalın.

29 Ekim 2013 Salı

Biberli Patates

Sevgili Dostlar,

Sadece kendisini yiyebileceğiniz gibi et yemeklerinin yanında da servis edebileceğiniz bir tarif paylaşacağım sizinle. İçi yumuşacık dışı ise kıtır kıtır patatesleriniz olacak, kullandığımız baharatlı sos da ayrı bir lezzet katıyor :)

(kaynak: Altın Yemek Kitabı)

Malzemeler;
Taze patates - 750 gr
Sızma zeytinyağı - 90 ml
Sarımsak - 2 diş
Pul biber - 1 çay kaşığı
Kimyon tohumu - 1 çay kaşığı
Acı kırmızıbiber - 1 çay kaşığı
Sirke - 2 yemek kaşığı
Dolmalık yeşil biber - 1 adet
Tuz

Yapılışı;
Patatesleri kaynar tuzlu suda yumuşayıncaya kadar, 20 dk haşlıyoruz. Haşlanan patatesleri irice doğruyoruz. Zeytinyağını geniş bir tavaya koyuyor ve orta ateşte kızdırıyoruz. Patatesleri tavaya atıyor ve 5 dk kavuruyoruz. Sarımsakları kıyıyoruz ve pul biber ve kimyon ile bir havadan döverek karıştırıyoruz. Küçük bir kaba aktarıp acı biber ve sirkeyi içine ilave ediyoruz. Dolmalık biberi temizleyip ince ince dilimliyoruz. Sirkeli karışım ve biber şeritlerini patateslerin içine ekleyerek karıştırıyoruz. Sık sık karıştırarak 10 dk pişiriyoruz. Tuz serptikten sonra sıcak olarak servis yapıyoruz.

Afiyetle kalın.

26 Ekim 2013 Cumartesi

Kısır

Sevgili Dostlar,

Yemek bloğu açılır da "kısır" yapılmadan ve tarifi paylaşılmadan olur mu? Onlarca kısır tarifi denedim ve sonunda işte budur diyebiliyorum :)) Kısır konusunda ihtisas sahibi eşimden de tam not alınca değmeyin keyfime. Parmak ısırttıran tarif şöyle;

(kaynak: www.evcini.com)

Malzemeler;
İnce Bulgur - 1 su bardağı
Sıcak su - 1 su bardağı
Domates salçası - 1 yemek kaşığı
Biber salçası - 1 yemek kaşığı
Sarımsak - 1 diş (ben kullanmadım)
Yeşil Soğan - 4 adet
Maydanoz - 1/2 demet
Taze nane - 1/2 demet
Zeytinyağı - 1.5 kahve fincanı
Nar ekşisi - 1 tatlı kaşığı
Limon suyu - 1 adet limonun (1/2 de kullanabilirsiniz, tadarak karar verin)
Kimyon - 2 çay kaşığı (ben 1 çay kaşığı kullandım, kafi geldi)
Kırmızı toz biber - 1 çay kaşığı
Kuru nane - 2 yemek kaşığı

Yapılışı;
Geniş ve kapaklı bir kaseye bulguru koyuyor ve üzerine sıcak su ekleyip kasenin kapağını kapatıyoruz. Bulgur suyunu çekince tahta bir kaşıkla karıştırıyor ve bulgurdan bir parça tadarak sertliğini kontrol ediyoruz. Eğer sert gelirse 1/2 su bardağı sıcak su ilave edebilirsiniz. Eğer ilave ederseniz ki bence gerek kalmayacaktır bulgurun ilave suyu da çekmesini bekleyiniz. Bulgurun su çekme işlemi tamamlanınca karıştırarak bulgurun biraz soğumasını sağlıyoruz. Biber ve domates salçalarını da ekleyip iyice özümsenene kadar hafifçe bastırarak karıştırıyoruz. Kimyon, kırmızı toz biber, kuru naneyi ekleyip karıştırıyoruz. Sarımsağı, yeşil soğanı, maydanozu, taze naneyi ekleyip karıştırıyoruz. Nar ekşisini, limonu ve zeytinyağını ekliyoruz. Tuzlu seviyorsanız tuz da ekleyebilirsiniz ancak bence gerek yok.

Afiyetle kalın.

24 Ekim 2013 Perşembe

Zerdeçallı Kivili İrmik Tatlısı

Sevgili Dostlar,

Biliyorum ki klasik sütlü tatlılara henüz bloğumda yer veremedim ama değişik tarif görünce de dayanamıyorum, hemen denemek istiyorum :) Bu tatlı da meraktan araya giriverdi. Malum bizim evde kivi alınıyor ama pek yenmiyor, önceki kiviler reçele konu olmuşlardı (http://acemininmutfagi.blogspot.com/2013/07/kivi-marmelad.html) bu seferkiler de tatlının içine giriverdiler.

(kaynak: http://cahidejibek.com/)

Malzemeler;
Süt - 5 su bardağı
İrmik - 7 yemek kaşığı
Toz şeker - 7 yemek kaşığı
Nişasta - 1 yemek kaşığı
Portakal kabuğu rendesi - 1 portakalın
Toz zerdeçal - 1 tatlı kaşığı
Kivi - 2 adet (iç malzeme için)
Kivi - 2 adet (süslemek için)
Artmış kek parçaları - alt taban için (ben kedi dili bisküvi kullandım)

Yapılışı;
Muhallebimizi pişireceğimiz tenceremize, süt, şeker, irmik, nişasta, zerdeçal ve portakal kabuğunu koyup devamlı karıştırarak pişiriyoruz. Muhallebimiz fokurdamaya başlayıp da koyulaşınca altını kapatıyoruz. 2 adet kiviyi minik minik doğrayıp muhallebiye ilave edip karıştırıyoruz. Orjinal tarif artmış kek parçaları kullanmış ancak ben bir değişiklik yaptım ve kek yerine kedi dili bisküvi kullandım. Kedi dili bisküvilerini kakaolu sıcak su ile ıslattım ve muhallebiyi kedi dili bisküvilerin üzerine yaydım. Tatlıyı soğuması ve katılaşması için buzdolabında 3 saat dinlendiriyoruz. Servis yapacağınız zaman üzerini diğer 2 kiviyi dilimleyerek süsleyebilirsiniz.

Afiyetle kalın.

22 Ekim 2013 Salı

Havuçlu Patlıcan Kavurması

Sevgili Dostlar,

Kışa girerken market raflarını dolduran sebzeler malum. Bu sebzeler ile yaptığımız bilindik yemekler de :) Haydi bir değişiklik yapalım. Diyet sofralarında rahatlıkla yer alabileceğini düşündüğüm bu lezzeti mutlaka deneyin.

(kaynak: www.mucizelezzetler.com)


Malzemeler;
Orta boy patlıcan - 3 adet
Zeytinyağı - 1 çay bardağı
Sivribiber - 4 adet
Sarımsak - 4 diş
Karabiber - 1/2 çay kaşığı
Kişniş - 1/2 çay kaşığı
Tuz - 1 tatlı kaşığı
Biber salçası - 1 çorba kaşığı
Orta boy havuç - 2 adet

Yapılışı;
Öncelikle patlıcanları yıkıyor ve ortadan uzunlamasına ikiye bölüp ince ince doğruyoruz. Daha sonra derin tavamızda kızdırdığımız zeytinyağında 4 dk kavuruyoruz. Sivribiberleri yıkayıp ince ince kıyıyoruz, sarımsaklar ile birlikte tavamıza ekliyoruz. Karabiber, kişniş, tuz ve biber salçasını da ilave ederek 4 dakika daha pişiriyoruz. Rendenin geniş tarafıyla rendelediğimiz havuçları da ekledikten sonra 3 dakika daha pişiriyoruz. Yemeği sıcak olarak servis yapıyoruz. Dikkat: havuçlar rendenin geniş tarafı ile rendelenmeli yoksa suyunu salar ki bunu istemiyoruz.

Afiyetle kalın.

19 Ekim 2013 Cumartesi

Nar Ekşili Ezo Gelin Çorbası

Sevgili Dostlar,

Sonbaharın tadına, şanslıysanız eğer, sıcak bir içecekle yağmuru seyrederek varabilirsiniz. Tarifini paylaşacağım çorba lezzeti, ekşisi ve acısıyla eminim ki sizi tatmin edecek sıcak bir lezzet olacak.

Ezo Gelin'in hikayesini okumak isterseniz bu linkteki bilgilerden yararlanabilirsiniz, http://www.turkuler.com/thm/ezo10.asp

Ben ezo gelin çorbasının kökeni ile ilgili kısmı alıntıladım; "...Yokluk içindeki çileli yaşamı nedeniyle Ezo Gelin, verem hastalığına yakalanır, gözleri iyi görmemeye başlar. Mumbuş'ta hastaneye kaldırılır. Hastane yemeklerini yiyemediği için pişirdiği çorbanın kokusuna, diğer hastalar da dayanamaz ve isterler. Ezo Gelin çorbasının buradan kaynaklandığı söylenir..."


(kaynak:www.sahrapsoysal.com)

Malzemeler;

Kırmızı mercimek - 1 su bardağı
Pirinç - 2 yemek kaşığı
İnce köftelik bulgur - 4 yemek kaşığı
Zeytinyağı - 5 yemek kaşığı
Kuru soğan - 1 adet
Domates Salçası - 1/2 yemek kaşığı
Biber Salçası - 1/2 yemek kaşığı
Sıcak Su - 10 bardak
Limon suyu - 1 adet limonun
Nar Ekşisi - 1 yemek kaşığı
Kuru nane - 2 tatlı kaşığı
Kırmızı pul biber - 1 tatlı kaşığı
Tuz - 1 çay kaşığı
Sarımsak - 2-3 diş (ben kullanmadım)
Karabiber - 1 çay kaşığı (ben kullanmadım)
Şehriye - 2 yemek kaşığı (ben kullanmadım)

Yapılışı;

Öncelikle kırmızı mercimek, pirinç ve bulguru yıkıyor ve süzüyoruz. Zeytinyağını, çorbamızı pişireceğimiz tencereye alıyor ve üzerine mercimek, pirinç ve bulguru ekliyoruz. İncecik doğradığımız soğanı tencereye ilave ediyoruz. Kullanacaksanız pirinç büyüklüğünde doğranmış sarımsaklar da bu aşamada tencereye ekleniyor. Domates ve biber salçalarını da ekledikten sonra tenceremizi orta ateşe koyuyor ve malzemeleri tahta kaşıkla sürekli karıştırarak 5 dakika kavuruyoruz. Ardından sıcak suyu tencereye ekliyoruz. Arzu ederseniz sıcak tavuk ya da et suyu da kullanabilirsiniz. Nane, tuz, karabiber ve pul biberi de serpip tekrar karıştırıyoruz. Limon suyunu da ekleyip çorbamızı pişmeye bırakıyoruz. Kaynamaya başladıktan 20 dakika sonra çorbamız pişmiş oluyor :) Nar ekşisini de ilave edip afiyetle içiyoruz :) Tel şehriye kullanacaksanız, çorba kaynamaya başladığında ekleyebilirsiniz.
Not: ben çorba pişince biraz blender kullandım seçim sizin.

Afiyetle kalın.


18 Ekim 2013 Cuma

Bolu Gezisi ve "Alıç" ya da "Aluç"

Sevgili Dostlar,

Bayram tatilinde gittiğimiz Bolu, Yedigöller & Abant gezisinde doğaya doyduk desem gene de tanımım eksik kalır :) O renkler, o dinginlik, o manzara muhteşemdi.. Bu arada tattığımız lezzetler, ettiğimiz köy kahvaltıları, Bolu ustalarının eseri nefis akşam yemekleri de cabası.. Bu gezi sırasında bir de yeni bir meyve ile tanıştım; "Alıç". İntenet dünyasından derlediğim bilgilere göre Alıç, genelde dağlık alanlarda ve çalılıklarda yetişiyor, kalp kaslarını ve hafızayı güçlendirici özelliği bulunuyor. Hatta bu meyve, kalp ve damar hastalıklarına karşı en iyi doğal ilaç olarak gösteriliyor.

Alıç meyvesini biz olduğu gibi yedik :) Ancak çayının da yapılabildiğini öğrendim. (kaynak: www.sifamarket.com/mucize-bitkiler/alicin-kullanimi.html)

Afiyetle kalın.



Pekmezli Kara Kabak Tatlısı

Sevgili Dostlar,

Sonbaharda yeşil, sarı, kırmızı renklerin ağaç yapraklarındaki dansının en güzel seyredilebileceği yerlerin başında gelen Bolu'daydım, bir kaç gün önce. Bayram tatilini fırsat bilip dostlarla, gezmesi, görmesi, yemesi içmesi bol bir gezi yaptık. Bol bol fotoğraf çektim :) Kaldığımız otel (www.hotelyurdaer.com) Bolu'da Mutfak Sanat Merkezi olarak geçiyor aynı zamanda. Otelin 1938 yılından beri faaliyet gösteren restaurantında (www.hasimrestaurant.com) Osmanlı Mutfağı'nın yemekleri sunuluyor. Menü çok zengin ve inanın her yemeği tatmak istiyorsunuz :) Et yemekleri, dolmalar, Bolu'ya has yemekler, mezeler, şerbetler ve tabii ki tatlılar :) Benim favorim "vişneli yaprak sarma" ve "kara kabak tatlısı"ydı. Tabii tatmakla kalmadık ve düştük kara kabağın peşine ve İstanbul'a 9,5 kg.luk kocaman bir kara kabak ile döndük :)

Kara kabak, bildiğimiz balkabağına göre daha yuvarlak, rengi koyu yeşil, içi ise daha lifli, daha sulu ve daha az şekerli. Karadeniz'e has bir kabak çeşidi olan kara kabak ile değişik tarifler yapmak mümkün, araştırmalarım sonucunda kara kabak ile tatlısı dışında kara kabak çorbası, kara kabak böreği, kara kabak kızartması, kıymalı kara kabak yemeği, bulgurlu kara kabak yemeği ve kara kabak kavurması yapılabildiğini öğrendim. Sizlerle paylaşacağım tarif ise pekmez ile pişirilen ve kaşık ile yenilen kara kabak tatlısı. Kara kabak tatlısı sütlü olarak da yapılabiliyor, onu da önümüzdeki günlerde deneyeceğim, sonucu size de yazarım :)

(kaynak: http://www.tuzekmek.com/kara-kabak)

Malzemeler;
Kara kabak - 1 orta boy
Toz şeker - 2 su bardağı
Üzüm pekmezi - 2 su bardağı
Su - 1 su bardağı

Yapılışı;
Kabağı yıkayıp kabuklarını soymadan uygun büyüklükte dilimliyoruz. Kabağın iç kısmındaki çekirdekli kısmı temizliyoruz. Büyük ve derin bir tencereye kabakları, kabukları tencerenin tabanına değecek şekilde diziyoruz ve üzerlerine şeker serpip tencerenin kapağını da kapattıktan sonra bir gece bu şekilde bekletiyoruz. Ertesi gün kabağımızın sulanmış olacağını göreceğiz. Üzerine de bir su bardağı su ile karıştırdığımız pekmezi gezdirip önce harlı ateşte sonra da orta ateşte yumuşayana kadar pişiriyoruz. Kabakların pişmesine yakın etli kısımları tencerenin dibine gelecek şekilde kabakları çeviriyoruz. Böylelikle kabağımızın etli kısmı da pekmezi iyice çekmiş olacak. Tatlımızı soğuk olarak ve pekmezli sosu üzerine gezdirerek isterseniz de tahin ilavesi ile servis ediyoruz.

Afiyetle kalın.

8 Ekim 2013 Salı

Supangle

Sevgili Dostlar,

Kaçınız diyete başlıyorum deyip diyetin ikinci ya da üçüncü gününde girdiği tatlı krizine yenik düştü? Arkasından gelen suçluluk duygusu ile kaç öğünü kendinize haram ettiniz? Diyetisyenime göre krize yenik düştük madem, arkasından kendimizi niye cezalandırıyoruz ki bu daha da fena bir duruma sebep oluyor. Aç kalıyoruz :) Keyfine varılamayan kaçamak, suçluluk, açlık ve tabii sona eren diyetle gelen başarısızlık duygusu. "Aman sendee" desek bile olmuyor işte, fazla kilolar başa bela.. Neyseki diyetisyenimizin (eşim de gidiyor artık) "kaçak listesi" var :) Canımız, program dışı bir şey mi çekti hemen kaçak listemize bakıyoruz, canımızın çektiğini yersek bakalım o gün programdaki hangi yiyeceklerden feragat edeceğiz diye.. Örneğin tatlı krizine giren eşime yaptığım bu sütlü tatlıdan eşim afiyetle bir kase yiyecek ama bunun için 1 dilim ekmek, 2 porsiyon meyve ve 1/2 bardak süt hakkından vazgeçti :) Ona sorarsanız değiyor :) (kaynak: tarif defterimden)

Malzemeler;
Süt - 1 litre
Un - 1/2 su bardağı
Kakao - 4 yemek kaşığı
Toz şeker - 1 su bardağı
Çikolata - 40 gr (kare çikolatalar 80 gr oluyor, ben bitter - 10 gr kullandım)
Margarin - 2 yemek kaşığı

Yapılışı;
Tenceremize kakao, un ve şekeri koyup çırpma teli ile karıştırıyoruz. Üzerlerine biraz süt ilave edip karıştırmak sureti ile malzemeleri sütün içinde eritiyoruz. Kalan sütü de tencereye ilave ettikten sonra tenceremizi ateşe koyuyoruz. Orta ateşte sürekli karıştırmak sureti ile muhallebimizi pişiriyoruz. Muhallebimiz kaynamaya başlayınca ocağın altını kısıyor ve 1 dk kadar daha pişiriyoruz. Ardından ocağın altını kapatıyoruz ve tencereye çikolata ile margarini ekleyip karıştırıyoruz. Muhallebimizi soğumaya bırakıyoruz ve ara ara karıştırıyoruz ki kabuk tutmasın. Soğuyunca kaselere boşaltıyoruz ve buzdolabında muhafaza ediyoruz. Ben antep fıstığı ile süsledim.

Afiyetle kalın.

Karatay'ın Pastırmalı Yumurtası

Sevgili Dostlar,

Besleyici ve sağlıklı bir yemek yemek istiyorsunuz ama çok da zahmetli olmasın şipşak hazırlayayım diyorsanız, şimdi paylaşacağım tarif tam size göre. Beyler sizin de gözünüz burada olsun :) (kaynak: Karatay Mutfağı Kitabı)

Prof. Dr. Canan Karatay'ın "Karatay Mutfağı" isimli kitabında "Kalhavltı, Yumurtalı Lezzetler, Salatalar ve Mezeler, Çorbalar, Ot ve Sebze Yemekleri, Et ve Sakatat Yemekleri, Balık Yemekleri, Baklagiller, Pilavlar, Dolmalar ve Köfteler, Sağlıklı Küçük Kaçamaklar, Çaylar" kategorileri altında çeşitli tarifler verilmiş. Şimdi tarifini paylaşacağım lezzet bu kitaptan.

Malzemeler;
Yumurta - 4 adet
Kuru soğan - 2 adet
Domates - 2 adet
Pastırma - 100 gr
Su - 1 çay bardağı
Üzüm sirkesi - 1 yemek kaşığı
Tereyağı - 1 yemek kaşığı
Kristal kayatuzu
Karabiber

Yapılışı;
Öncelikle soğanları soyup piyazlık yani ince ince doğruyoruz. Domatesleri de soyup küp küp doğruyoruz. Pastırma dilimlerini çemenli ya da çemensiz olarak 4 parçaya ayırıyoruz. Genişçe bir tavaya yağı koyup eritiyoruz, soğan ve pastırmaları ekleyip 3 dk soteliyoruz. Domatesleri de ekleyip 2 dk daha soteliyoruz. Suya sirkeyi karıştırıp tavaya döküyoruz. Tavamızın kapağını kapatıp kaynamaya bırakıyoruz. Kaynadıktan sonra 5 dk daha pişiriyoruz. Ardından tuz ve karabiber serpip tavanın içine 4 havuz açıyoruz ve her bir havuza bir yumurta kırıyoruz. Tavanın kapağını tekrar kapatıp yumurtanın akları beyazlaşıncaya kadar yemeğimizi pişirip sıcak sıcak servis yapıyoruz.

Ben, yemeği üzerine 1 tatlı kaşığı zeytinyağı gezdirdiğim ve biberiye serpiştirdiğim söğüş domates ve çarliston biber ile servis ettim.

Afiyetle kalın.

5 Ekim 2013 Cumartesi

Tarte Tatin

Sevgili Dostlar,

Farzedelim ki elinizde fazla elmalar var ve diyorsunuz ki ne yapsam da bu elmaları tatlı tatlı yesem. O zaman haydi gelin bu tarife bir bakalım. Zorluk derecesi orta seviyede, basit diyerek sizi kandırmayacağım :) Ama yaklaşık bir saatin sonunda miss gibi kokan, ısırdığınızda ağzınızda dağılan, elmaları yumuşacık ve sulu sulu kalmış, enfes bir tatlı hazırlamış olacaksınız. (kaynak: Altın Kitap Serisi)


Malzemeler;
Toz şeker - 100 gr
Soğuk su - 1 yemek kaşığı
Esmer şeker - 250 gr (ben daha az miktarda tozşeker kullandım, siz esmer kullanın)
Tereyağı - 125 gr
Elma - 6 adet

Tatlı turta hamuru;
Un - 250 gr
Toz şeker - 65 gr
Tuz - 1/2 çay kaşığı
Soğuk tereyağı - 125 gr
Yumurta - 1 adet
Krema - 2 yemek kaşığı

Yapılışı;
Gelin önce tart hamurumuzu hazırlayalım. Önce un, şeker ve tuzu karıştırıyoruz. Küp küp yapılmış teyerağını içine ekliyoruz. Spatula veya bıçak ile karıştırıyoruz. Hamur iri pütürlü bir kıvama geliyor. Yumurta ve kremayı çırparak karıştırıyoruz. İçine tereyağlı unlu karışımı ekleyip tahta kaşıkla karıştırıyoruz. (Bu noktada elle de yoğurmam gerekti ancak ne kadar az el teması o kadar gevrek bir turta) Hamuru streç film üzerine alıp bastırarak 18 cm çapında bir daire şeklini veriyoruz. Sonra da streç filme sararak 30 dk buzdolabında bekletiyoruz.

Hamurumuz dinlenirken, biz toz şeker ve suyu bir tencereye alarak, kısık ateşte karamelize ediyoruz. Karamelize olunca yuvarlak bir kek kalıbına döküp yayıyoruz. (dikkat : karamel fırına akmasın, önleminizi alın) Üzerine 1 yemek kaşığı esmer şeker serpiyoruz. Tereyağını da parçalar halinde içine atıyoruz. Elmaların kabuklarını soyup çekirdeklerini temizledikten sonra dörde bölüyor ve bu iri parçaları kek kalıbına diziyoruz. Üzerlerine de kalan esmer şekerleri serpiştiriyoruz.

30 dk'lık dinlenme süresi dolunca, hamuru temiz bir tezgaha alıp her iki tarafını da unladıktan sonra genişletmeye başlıyoruz. 23 cm çapında bir daire oluşacak şekilde açmamız kafi. Hamuru, elmaların üzerine kapatıyoruz ve hamurun kenarlarından bastırarak kapanmasını sağlıyoruz. Kalıbı, 180 derecede önceden ısıttığımız fırına veriyoruz ve tatlımızı, üzeri altın rengini alana kadar 40-45 dakika kadar pişiriyoruz. Pişince servis tabağına tersyüz ediyor ve biraz soğuduktan sonra ılık olarak servis ediyoruz.

Afiyetle kalın.



4 Ekim 2013 Cuma

Kırmızıbiber Sarması

Sevgili Dostlar,

Sofranıza renk katacak, başlangıç olarak ikram edebileceğiniz hafif bir tat var sırada. Adeta bir lokum :) Yapımının pratikliği ve zafif görünümü beni fethetti, eşim içki ile de güzel gider dedi, benden söylemesi :) (kaynak: http://www.birseninmutfagi.com)


Malzemeler;
Közlenmiş kırmızıbiber - 8 adet (ben cam kavanozda satılan konservesini kullandım)
Haşlanmış patates - 1 adet (mikrodalga ile 5 dakikada işlem tamam :))
Beyaz peynir - 1 kibrit kutusu büyüklüğünde
Tuz
Karabiber
Kırmızı pulbiber
Zeytinyağı
Yeşil soğan - 3 adet

Yapılışı;
Önce yeşil soğanları yıkayıp uzun yeşil saplarından kesiyoruz, bu sapları sarmaları bağlamakta kullanacağız. Sapları rahat kıvırabilmek için de bir kaseye alıp üzerlerine kaynar su döküyoruz. Bu şekilde 3 dakika beklettiğimizde saplarımız kullanıma hazır hale geliyor. İç malzememiz için, patatesi ve peyniri çatal ile ezip karıştırıyoruz. İçine tuz, karabiber, kırmızı pulbiber ve biraz da zeytinyağı ekliyoruz. Karıştırdıktan sonra iç malzememiz hazır hale geliyor. Kırmızı biberlerimizi uzunlamasına kesiyoruz, böylelikle herbirinden 2-3 dikdörtgen parça elde ediyoruz. İçlerine harcımızdan koyup eninden rulo şeklinde sarıyoruz. Sonra da yeşil soğan sapları ile herbirini tek tek bağlıyoruz. Soğuk olarak servis ediyoruz.

Afiyetle kalın.



3 Ekim 2013 Perşembe

Krokanlı Etimek Tatlısı

Sevgili Dostlar,

Akşam yemeği sonrası çay daveti için misafir ettiğimiz dostlarımıza ikram ettiğimiz, şerbetli olmasına rağmen hafif olan bir tatlı tarifini paylaşacağım sizlerle. Muhallebi yapabiliyor olduktan sonra :) inanın yapımı kolay ve ekmek kadayıfı kadar lezzetli ve kıyasla az kalorili olan bir tatlı. (kaynak: http://tatlidunyasi.net)
Malzemeler;
Tuzsuz etimek - 1 paket
Toz şeker - 1,5 su bardağı
Sıcak su - 2 su bardağı
Limon suyu - 1 tatlı kaşığı

Muhallebisi için ;
Süt - 1 litre
Un - 1 kahve fincanı
Nişasta - 1 kahve fincanı
Toz şeker - 2 kahve fincanı
Margarin - 50 gram
Damla sakızı - 2 parça ya da Vanilya - 1 paket

Krokan için ;
Fındık & badem - 2 avuç dolusu
Toz şeker - 3 yemek kaşığı

Yapılışı ;
Öncelikle etimekleri, tatlımızı yapacağımız borcam ya da benzeri bir kaba yanyana diziyoruz. Şimdi, etimekleri ıslatmakta kullanacağımız şerbeti yapacağız. Bunun için toz şekeri bir tencereye koyup ocağın altını yakıyoruz. Bir süre sonra şeker eriyecek ve karamel rengini alacak. Bu noktada sıcak suyu tencereye ekliyoruz. Sakın panik olmayın, şeker katılaşacak :) Ancak siz karıştırdıkça tekrar eriyecektir. Eridikten sonra limon suyunu ekliyoruz. 5 dakika daha kaynatıp ocaktan alıyoruz. Şerbet ılındığı vakit etimeklerin üzerine döküyoruz. Sıra geldi muhallebimizi pişirmeye. Sütü tencereye koyuyoruz, içine un, nişasta ve şekeri ekleyip karışımı çırpıyoruz. Orta ateşte kıvam alıncaya kadar karıştırarak pişiriyoruz. Muhallebi kaynayıp kıvamını alınca damla sakızı ya da vanilya ekliyoruz. Muhallebiyi ocaktan alınca, margarini de ekliyoruz ve 5 dakika mikserle çırpıyoruz. Sonra da muhallebiyi etimeklerin üzerine döküyoruz. Soğuyunca dinlenmesi için buzdolabına alıyoruz. Tatlımızı ikram edeceğimiz zaman üzerini krokan ile süsleyeceğiz. Tatlımız dinlenirken krokanı hazırlayabiliriz. Krokanı hazırlamak için fındık ve badem karışımını tavada biraz pembeleştiriyoruz. Üzerine şeker ekliyoruz. Kısık ateşte şeker eriyip badem ve fındıklar birbirine yapışıncaya kadar bekliyoruz. Ardından karışımı yağlı kağıt üzerine alıp soğuyunca da rondo veya robottan geçiriyoruz. Artık tatlımızı krokan ile süsleyebiliriz.

Afiyetle kalın.

2 Ekim 2013 Çarşamba

Güz Çorbası

Sevgili Dostlar,

Sonbahar ve kış sofralarının baştacı yemeği olan çorba açısından zengin bir mutfağımız var. Daha evvel paylaştığım Maş Çorbası gibi faydası çok olan bir çorba tarifi paylaşacağım sizlerle şimdi. İçinde mercimek, kabak, patates, ve domates var. Yapımı da çok kolay. Mercimek çorbası içmek bakın size neler kazandırıyor olacak, bu konuda google der ki mercimek çorbası; protein kaynağıdır, kandaki kötü kolesterolü düşürür, kalp krizini önler, yüksek oranda lif içerir, şeker hastaları için yararlıdır, kalın bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar, hemoroidi iyileştirir, kan şekerini düşürür, potasyum bakımından zengin olması nedeniyle yüksek tansiyonu düşürür, kanser riskini azaltır.

Kalorisi düşük olan bu çorbanın içine piştikten sonra biraz zeytinyağı ekleyebilirsiniz. kaynak: Sofra Dergisi)

Malzemeler;
Kabak - 1 adet
Patates - 1 adet
Soğan - 1 adet
Domates - 2 adet
Sarımsak - 2 diş
Maydanoz - 5 dal
Salça - 1 çorba kaşığı
Kırmızı mercimek - 1 çay bardağı
Su
Tuz, kimyon, karabiber

Yapılışı;
Yıkayıp kabuklarını soyduğumuz kabak, patates ve soğanı iri küpler halinde doğrayıp çorbamızı pişireceğimiz tencereye alıyoruz. Tencerenin içine kabukları soyulmuş ve dörde bölünmüş domatesleri, sarımsak, maydanoz, salça, yıkanmış mercimek, tuz, kimyon ve karabiberi de ekliyoruz. Tenceremize sebzelerin üzerini geçecek kadar su koyuyor ve sebzeler yumuşayana kadar pişiriyoruz. Sebzeler yumuşayınca çorbamızı blenderdan geçiriyoruz. Bu esnada dilerseniz sıcak su ilave edebilirsiniz. Bir taşım daha kaynattığımız çorbamızı artık sıcak sıcak içebiliriz.

Afiyetle kalın.